Günün Sözü :

female viagra pills

i am a woman and i took viagra click female viagra drops

accutane acne

accutane without insurance knagis.miga.lv accutane without insurance reddit

buy accutane pills

accutane without side effects crownlimos.ca accutane without side effects

amitriptyline painkillers

nerve pain in hand amitriptyline andrewwestgarth.co.uk amitriptyline nerve pain relief

buy amitriptyline london

buy amitriptyline

buy antidepressants uk

amitriptyline 10mg
Dünya mümine hapishane, kafire cennettir.(Müslim)
15.03.2025 - Kaynak


Çocukları Allah’la korkutmayın


Çocukları ateş, cehennem, yakma, azap gibi kelimelerle korkutmayın. Sabırla, yumuşaklıkla, anlayabilecekleri dille sorularını cevaplayın; onlara Allah’ı sevdirin

Çocuk bu, soracak elbette "Allah nerede?" diye. Bazen ona cevap yetiştirme telaşına gireriz. "Gökte, cennette" deriz. Aslında bu soruyu "herkesin yüreğinde, vicdanında, daraldığı yerde, en güzel yerde, kalkacağı yerde, gözünün yaşardığı, yüzünün güldüğü, kısacası hayata dair her yerde olduğunu, mekân ve zamanla kayıtlı olmadığı, her an her yerde var olduğu" şeklinde cevaplamalıyız.
Anne, "Bak evladım, şu güzel çiçeği o yarattı; şu bembeyaz yağan karı damımıza o kondurdu; bizi ve her şeyi o yarattı; her güzellikte o var" demeli. Belki bu cevaplar çocuğun dünyasını daha iyi süsler.
Çocuk soruyor: "Allah bize benzer mi? Bizi yarattığına göre bize benziyor değil mi?" Baba bir an duraksıyor. Ne diyecek? "Evet" diyemez. Çünkü yüce Allah "muhalefetün lil havadis" yani "oluşmuş olan, yaratılmış hiçbir şeye ve kimseye benzemez" sıfatına sahip. "Hayır" dese cevap yetecek mi?
Çözüm yolunu buluyor: "Bu ayakkabıyı kim yaptı? Ayakkabıcı. Peki ayakkabıcının gözü ve kulağı var mı? Evet. Ama yaptığı ayakkabının gözü yok, kulağı yok, burnu yok. Hiç ayakkabıcıya benzemiyor değil mi? İşte bunun gibi evladım. Yaratan da yarattığına benzemez."

YARATICI'YI SEVDİRİN
Çocuk bu, "Niçin Allah'ı göremiyorum?" diye sorar. Baba gülümser, "Gözümüz küçük, gözünü kapat ve güzel bir şey düşün. O anda O'nu görmüş olursun" der. Çocuk düşünceye dalınca baba yetiştirir ikinci cümlesini: Annesinden görme engelli doğan biri güneşi, ayı, kırmızı rengi, mavi rengi görüyor mu? Hayır görmüyor. Ama o görmüyor diye yok diyemeyiz değil mi? Evet. İşte Rabb'imiz de böyle. Biz burada değil, öteki âleme gittiğimizde orada engel kalkacak, göreceğiz. Görme engellinin de orada gözlerinin açılacağını ve renkleri göreceğini biliyor musun? Bir düşün evladım. Gözümüz şu duvarın arkasındakini göremiyor. Çünkü gözümüz böyle programlanmış. Onun için en başta 'Gözümüz küçük, onun için göremiyoruz' demiştim.
Anne, çocuğuna yüce Yaratıcı'yı sevdirecek. Çocuğuna şöyle demeli: "Sen uykudayken senin üstünü örtmemi güzel Allah'ım içime yerleştirdi. Ben seni onun için öptüm."
Çocukları yüce Rabb'imizle korkutmayın, ürkütmeyin. Onları; yakacak, yakmaya fırsat kollayan bir Allah anlayışıyla dinden uzaklaştırmayın. Hayattan soğutmayın. Hem Allah çocukları niye yaksın? Günahsız, tertemiz, duru, sorumluluk yaşı başlamamış bir sabiyi Allah niye yaksın ki?Ayrıca onu anlatmak için milyarlarca sevdalı cümle varken, "ateş, cehennem, yakma, azap" gibi sözcükler ne fayda sağlayacak ki?

SORULARINA KIZMAYIN
Hz. Resul (SAV), "Çocuğu olan çocuklaşsın" buyuruyor. Anneler çocuğu eve hapsedince uyarıyor: "Toprak çocukların baharıdır. Bırakın çocuk toprağa değsin."
Hz Peygamber ilk turfanda meyve geldiğinde Medine'nin çocuklarını çağırır onlara yedirirmiş. Sonraları adı Ebu Mahzura olan bir çocuk Medine'de ezanla alay edermiş. Kendince komiklik yapmış olmak için. Ağzını burnunu yayarak çocuklar arasında da bir "rol model" olmaya çabalarmış. Adı üzerinde, çocuk işte.
Hz. Peygamber bunu duyuyor. Çocuğu yanına çağırıyor. Çocuk kulağının çekileceği korkusuyla gelirken Hz. Peygamber ona iltifat edip oturtuyor. Sohbet ettikten sonra şöyle buyuruyor: "Duydum ki çok güzel ezan okuyormuşsun. Hadi bakalım bize bir ezan oku." Çocuk şaşkın. Kınanmayı beklerken ödüllendiriliyor. Ebu Mahzura'yı artık tutabilir misiniz? Elini kulağına koyup güzel bir ezan okuyor. Hz. Peygamber, "Maşallah, sen artık çocukların müezzinisin" diyor. Ve bu çocuk gerçekten müezzin oluyor. Hatta Haremeyn'de yıllarca bu aileden müezzin çıkmış.
Çocukları ürkütmeyin, korkutmayın. Aksine Allah'a yakınlaştırın. Sevdirin, sevindirin. Allah'la ilgili hiçbir sorusuna kızmayın. Bırakın aklında, içinde nasıl tasarlıyorsa öyle tasarlasın. Çünkü çocuk dünyası en saf, en temiz dünyadır. O aşama aşama sevilmesi gerekeni sevecektir. Keşke azgınlaşmış, yoldan çıkmış ve edep sınırını aşmış, kararmış yürek sahiplerini çocukluklarına götürebilecek bir gücümüz olsaydı. Çocuk yaşındaki o ufak sabi, yaşlanmış, uslanmaz kendini nasıl hırpalayacaktır inanın tahmin edemezsiniz.


BİR AYET
"Kendilerine ulaşmış hiçbir kanıt bulunmadığı halde Allah'ın ayetleri hakkında tartışanlar, gerek Allah yanında, gerekse müminler yanında büyük bir gazapla karşılanır. Allah, büyüklük taslayan ve zorbalık yapan her insanın kalbini işte böyle mühürler." (Mümin, 40/35)


BİR HADİS
Ebu Hureyre şöyle rivayet ediyor: Resulullah, "Gıybet nedir, bilir misiniz?" diye sordu. Sahabe, "Allah ve Resulü bunu daha iyi bilir" dedi. Resulullah, "Gıybet, bir Müslüman kardeşini onun hoşlanmayacağı şekilde anmaktır" buyurdu. "Eğer söylediğim şeyler kardeşimde varsa?" denildi Resulullah, "Eğer söylediğin hususlar kardeşinde varsa onun gıybetini yapmış, şayet yoksa iftira etmiş olursun" buyurdu. (Müslim, Birr 70; Tirmizi)


SORU - CEVAP

Cennete girersem eşime katlanmak zorunda mıyım?

Öncelikle eşinizle aranızda sevgi ve anlayışın hâkim olmasını dileyelim. Sorunuzun cevabına gelince; kişi cennette istemediği hiçbir şeyle muhatap olmayacaktır. Arzuları gerçekleşecektir.

Mezarı sulamak faydalı mı? Yeşillik ölüye fayda verir mi?

Mezara su dökmek, Peygamber'imizin ve sahabesinin uygulamasıdır. Mezara yeşil ot dikmek sünnettir. Peygamberimiz bir mezarın başında durmuş ve "Buradaki azap çekiyor" dedikten sonra oraya yeşil bir dal dikmiş ve "Yeşil olan bu dal yüce Allah'ı andıkça bunun da azabı hafifler" buyurmuştur.

Evimde kedi besliyorum. "Kedi uğursuzluk getirir" diyorlar, doğru mu?

Herhangi bir hayvanı beslemek uğursuzluk getirmez. Esasen dinde uğursuzluk kavramı hoş görülmez. Peygamber'imiz kediyi çok sever. Sahabesi Abdurrahman bin Sahr'a, Ebu Hureyre yani "kediciğin babası" ismini vererek hayvan sevgisini canlandırmıştır.


Paylaş : Facebook'a Paylaş Twitter'a PaylaşMyspace'e PaylaşDelicious'a PaylaşFriend Feed'e PaylaşTechnoratiye PaylaşDigg'de Paylaş




Diğer Yazılarımdan Bazıları
  Çağımızın büyük günahı: Gıybet (28.03.2025)
  Haset, insanı günaha iter (27.03.2025)
  Bin aydan hayırlı gece (26.03.2025)
  Mazlumun sahibi Allah’tır (25.03.2025)
  Mezarda bizi neler bekliyor (24.03.2025)
  Ümmetin en emini: Ebu Ubeyde (23.03.2025)
Sayfa Başı
02.04.2025 Ezan Vakitleri
İmsak : 05:11   İkindi : 16:47
Güneş : 06:39   Akşam : 19:36
Öğle : 13:13   Yatsı : 20:58
      Duyurular
28.03.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Çagimizin büyük günahi: Giybet" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilir
Devamı...
27.03.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Haset, insani günaha iter" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz
Devamı...
26.03.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Bin aydan hayirli gece" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz.
Devamı...
      Ziyaretçi
                   Sayısı
Aktif : 3853
Bugün : 838
Bu Ay : 13668
Bu Yıl : 997846
Toplam : 187404340
* 01.01.2011 Tarihi itibari ile
      Dini Sözlük