Günün Sözü :

amitriptyline 50mg

buy antidepressant

amoxicillin 500 mg

amoxicillin 500mg tds

buy amoxicillin for uti

amoxil classification algera-corridor.nl amoxicillin for dogs

naltrexone uk

naltrexone in uk anvly.com buy naltrexone uk

buy naltrexone no prescription

buy naltrexone without prescription

amoxil without prescription

amoxil without prescription hanfcartuning.de amoxicillin prescription no insurance
s-i Şerif)
07.09.2018 - Kaynak


Batı medeniyetinin kurnazlığı


Batılı toplumlar insan ve ülke ilişkilerinde diplomasiyi önceleselerse de temeldeki menfaat içgüdüsünü gizleyemiyorlar.
Ahlaki anlamda; ırkçıdırlar, benmerkezciler, menfaat söz konusu olduğunda öz evlatlarını feda etmekten çekinmezler, sinsidirler, teslim almak isterler, kendilerini efendi başkalarını tebaa sayarlar, yüze gülerler alttan dolap çevirirler, şövendirler, kutsallarını kendileri kurgularlar, ortalık toz duman kendileri sulhu selamette olsunlar isterler, tarihleri kurnazlık üzerine kurgulanmış Titanlarla sözde Tanrılar arasındaki kavganın çağdaş birer versiyonu görüntüsündedir, Tanrılardan ateşi çalan Prometheus oburluğuyla dünyayı idare etmek isterler, lokmalarını paylaşmazlar, istila ettikleri yerleri vampir gibi emdikten ve öz varlıklarını tükettikten sonra, küçük bir özürle oradan çıkarlar. Zayıf ve güçsüz iseniz üstünüze "çökerler", güçlüyseniz sizi zayıflatıp paylaşırlar; kısacası batı medeniyetinin ahlaki dinamikleri; kurnazlık, menfaat ve ilahi hesaptan uzak bir dünyeviliğe dayanır.

İslam medeniyetinin dinamikleri
İslam medeniyetinin ahlaki cephesi ile ele aldığımızda ise bu uygarlığın özünü vahiyden aldığını görürüz. Kutsalları kendi oluşturmaz. İlahi nasslardan yansıyan kutsallarla tecrübe ve örfün kutsallarını harmanlar. Irkçı değildir. Vicdanı önceller. Zayıf anı gözlemez. Savaş halinde bile 'barışa elini' sıkar.
Benmerkezci değildir. Başkasının maddi zenginliklerini değerlendirirken; istilacı, tüketici oburluğuyla değil, helal-haram terazisiyle iş yapar. Diplomasiyi, karşı tarafı kurnazlıkla bertaraf etme fırsatçılığı üzerine kurmazlar.
Lokmasını paylaşır. Rabbiyle kavgası yoktur. Zarafeti bilir. Bir yanında tamamen Rabbani olan kurumların alan bulmasına müsamaha eder.
Siyasetini başkalarının ülkelerini, zenginliklerini paylaşma üzerine kurmaz. Kendinden olmayana, kendisi kadar söz ve hak sahibi olma şansı tanır. Akitlerine bağlıdırlar.
Egolarına teslim olmazlar.
Kısacası İslam medeniyeti edeplidir, ediptir.
Haysiyetlidir. Onurludur. Özü ile sözü birdir.
Zulmetme, haksızlık etme, aç gözlülük etme, merhamet et, fırsatçı olma, düşene vurma, sana dokunmayana dokunma, ah işitme, ah etme gibi insani, irfani ve ahlaki temellere oturur.
İslam medeniyetinin özü budur.
Bütün bunların akabinde sorulacak can alıcı soru ise şudur: Bütün bunlar doğrudur da, bu medeniyeti oluşturan toplumlar bunun farkındalar mı? Veya bu insanlığın tümünü kucaklayan ahlaki ihtişamın birer mirasçısı olmayı hak ediyorlar mı? İşte bunun cevabı zordur.

Medeniyetler çatışması mı?
Medeniyetler maddi ve manevi yönleriyle çoğu kez yakın ilişkilerde olmuş ve iç içe girmişlerdir. Felaket tellalları ve din orijinli kimi teşkilatlar -özellikle batıda- insanlığın geleceğinde kaos kavga ve karışıklık istedikleri için medeniyetlerin çatışmasını öngörürler. Çünkü silah satışları, kara para, iç çatışmalar ancak böyle bir zeminde gelişebilir. Son dönemde batıda görülen mezhep görünümündeki tarikatların karşı tarafı yok etmeye hedeflenmiş gayretleri bu felaket kurgucularının içyüzünü bize tanıtıyor.
Olaya makul, rasyonel, vicdani aklı egemen kılarak bakmaz zorundayız.
Bizim kutsalımıza dokunmadan, tevhidi çizgimizi aşındırmadan batı medeniyetinin maddi çerçevesinden, onların da bizim ahlaki ve manevi dünyamızdan çok şey alabileceklerine inanmaktayım. Onlar; ahlaki bencilliklerini, egolarını terbiye etmede, insana insan olarak bakmakta bizim uygarlığımıza ve tecrübemize muhtaçlar. Bizim de onların teknik donanımlarından ve tecrübelerinden yararlanma imkânımız vardır.
Bu iletişimden 'dinler arası diyalog' gibi bir anlayışa prim verdiğim asla anlaşılmamalıdır.
Dinimden şüphem yok. Karşı dinlere de anlayışla bakıyorum. Dindarlar, insanlar birbirleriyle konuşur, dertleşir, görüşürler. Bu ayrı bir şey; İslam'ı tebliğ ve gönüllerde hükümran kılmak ayrı bir şeydir. Son din İslam'dır ve sonsuza kadar bu dini anlatıp tebliğ etmek her müminin görevidir.


Paylaş : Facebook'a Paylaş Twitter'a PaylaşMyspace'e PaylaşDelicious'a PaylaşFriend Feed'e PaylaşTechnoratiye PaylaşDigg'de Paylaş




Diğer Yazılarımdan Bazıları
  Ahirette bir oturum (20.12.2024)
  Zulüm ebedi olmaz (13.12.2024)
  Fatih Sultan Mehmed’in Hz. Muhammed şiiri (06.12.2024)
  Cumhurbaşkanımız din şûrasında çok önemli mesajlar verdi (29.11.2024)
  Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
  Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
Sayfa Başı
21.12.2024 Ezan Vakitleri
İmsak : 06:46   İkindi : 15:25
Güneş : 08:19   Akşam : 17:46
Öğle : 13:07   Yatsı : 19:13
      Duyurular
20.12.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Ahirette bir oturum" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz.
Devamı...
13.12.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Zulüm ebedi olmaz" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz.
Devamı...
06.12.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Fatih Sultan Mehmed’in Hz. Muhammed siiri" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan
Devamı...
      Ziyaretçi
                   Sayısı
Aktif : 1430
Bugün : 3848
Bu Ay : 182362
Bu Yıl : 3246426
Toplam : 186320041
* 01.01.2011 Tarihi itibari ile
      Dini Sözlük