60 yaşındayım. Hayatımda birçok olayla karşılaştım. Hayatta hiç hesaba katmadığımız hadiselere şahit oldum.
Ama hiçbir zaman ülke insanının tanklarla ezileceğini, meclisin bombalanacağını, cumhurbaşkanımızın ve ailesinin hayatına kast edileceğini, cumhurbaşkanlığı binasının bombalanacağını, gençlerin taranacağını, din adını kullanan hasta bir anlayışın insanların hayatına katletmeye fetva vereceğini düşünememiştim. Düşünemezdim.
Zira bir insanı haksızca öldürenlerin bütün insanlığı öldürmüş olacağını okumuştum, din adamının ve dindarın rahmet edeceğini okumuştum, din adamının Allah'ın dinini anlatıp insanları birliğe çağıracağını okumuştum. Sevgiye, birliğe, beraberliğe, kardeşliğe çağırması gerekirken kitabı tersten okurcasına insanların;
Allah'ın ve Kitabın ve Resul'ün koyduğu bütün kuralların din adına, hasta bir anlayışla tersyüz edileceğini hiç düşünememiştim.
Artık zaman yakınma zamanı da değil.
Yeni tedbirler alma, İslam'da itaatin ne olduğunu, sınırının nerede olduğunu anlatma, insanın hayatına ve özgürlüğüne müdahalenin ne olduğunu anaokulundan itibaren anlatma zamanıdır. Yeni bir nesil kurmak zorundayız.
Devlet yönetimini devlete bırakan, ordusu halkın hizmetinde olan, halkına namlu çevirmeyen, din adamı; insanları kardeşliğe, barışa, sevgiye, yaşatmaya çalışan, halkı her türlü baskıya ve oldubittiye karşı sivil direnişi bilen, cemaatleri; devlete değil, Allah'a talip olan, iktidara değil cennete talip olan bir temiz nesil kurmak zorundayız.
***
Bu birliği korumalıyız
Halk direndi. Ayağa kalktı. Kendimi kendim idare ederim dedi. Bu sürede, dolaşıp konuştuğum meydanlarda, TV'lerde gördüğüm görüntülerde bayrağımızın dışında bayrak görmedim. Ya Allah, bismillah, Allahuekber, dışında slogan işitmedim. Bankaların, evlerin, caddelerin, sokakların, binaların kundaklandığını görmedim. Sünni- Alevi, sağcı-solcu ayrımı görmedim. Genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk beraber yürüdü. Tanklara elindeki odunla vuran 65 yaşında kadını gördüm. Gelini saçı açık, kızı saçı kapalıydı. İktidar, muhalefet, sivil örgütler, taraflı tarafsız herkes sokağa çıktı.
Ayırıcı hiçbir tavra müsaade edilmedi.
Ordunun saygın üyeleri -darbeciler değilve devletin polisi alkışlandı.
İşte bu özlediğimiz beraberlikti.
Özlediğimiz birlikti. Kenetlenme buydu. Lütfen bu havayı bozmayın.
Bozdurmayın. Müsaade etmeyin. Araya fesat ve fitnecileri koymayın. Halkın verdiği bir birlik görüntüsünü, demokrasi dersini birilerinin bozmasına müsaade etmeyiniz.
Şimdiye kadar dedikodulara çok kandık.
Birbirimizi çok yaraladık. Yalan, dolan, iftira, haset gibi algıların peşinde koştuk.
Birbirimize yumruk sıktık. Birbirimizi üzdük. Bu musibet, en azından bu konuda bir derse vesile olsun. Yeni bir dünya kurabiliriz.
Yitirdiğimiz güzel hasletleri kazanabiliriz.
Bize yakışan da bu değil mi?
***
Kime itaat edilir?
Siz bir insana sonsuz itaat ederseniz şirke girersiniz. 'İtaat maruftadır', itaat ancak doğru olan konulardadır. Hayırdadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Allah'ın peygamberi olmasına rağmen, bir konuda karar verdiğinde sahabe: Ey Allah'ın Resulü! Bu dediğiniz Kuran-ı Kerim veya Allah'ın size bildirdiği özel bir emir mi (sünnet mi) yoksa bizim de söz -istişare- edebileceğimiz bir alan mı diye sorardı. İmam Malik Medine'de Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mezarını işaret etti ve şöyle dedi:
"Sadece bu mezardaki zatın her sözü kabul edilir. Bu mezardaki zatın dışındaki her kişininsözü kabul veya reddedilebilir." Müslümanlar, kime itaat edip etmediğini görmek zorunda. Din adına; size şerri emreden, bana aklınızı ve vicdanınızı teslim edin diyene siz teslim olursanız ateşe giden bir yola girersiniz. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) imam tayin ettiği bir müfreze komutanı emrindeki askerlere "ateş yakın" dedi. Askerleri ateşi yaktılar. Komutan; "Hepiniz bu ateşe girin" dedi. Askerler: "İtaat, dine, akla ve vicdana uygun konularda olur" dediler. "Sana itaat etmeyeceğiz" cevabını verdiler. Medine'ye dönüldüğünde Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İmamınızın emrini dinleyip ateşe girseydiniz ahiretteki ateşten de çıkamayacaktınız." İşte İslam bu. Sınır bu. Lütfen Kitabı ve Resulü iyi tanıyın. Yoksa dünyada da, ahirette de rüsvalığın yolu hiç kapanmaz.
***
Cumhurun reisi olmak kolay değil
Halkın hayatına kast edildiğinde, hürriyeti gasp edildiğinde, silahlı olanlar silahsız halka namlu doğrulttuğunda, şerefli müesseseler yanlış insanların müdahalesine maruz kaldığında, (dışarıda olun. Ben de dışarıdayım) diyen, sabah namazında camide ezan okuyan bir Reisi Cumhurunuz varsa elbette içiniz engin olur.
***
Şehitlere rahmet
Hürriyeti korumak, darbeye direnmek, zulme direnmek için sokağa çıkan kardeşlerimiz içinde sivil veya resmi görevi olan 240 üzerinde kişi şehit oldu. Mekânları cennet olsun. Allah muinleri olsun. Nebi (a.s.) yoldaşları olsun. Ailelerine Rabbim sabır ihsan etsin.