Duydum ki seni yaratandan uzaklaşmışsın. Yanlış dostlara kapılmışsın. Şeytanın ardına takılmışsın.
Duydum ki Hz. Peygamber'in adını anmaz olmuşsun. O'na salat ve selamı dahi unutmuşsun.
Duydum ki içkiye müptela olmuşsun. Yoldan çıkmışsın. Şeytanın yoluna revan olmuşsun.
Duydum ki alın terinle kazandığın paranı kumara harcamışsın. Çocuklarını elin eline bakar bırakmışsın.
Duydum ki cennet ve cehennem burada diyerek kaçak oynayanların oyununa gelmişsin. Cennet ve cehennemi kazanmak burada ama kendisi orada. Ayarın kaçmış, aklın sana tuzak kurmuş. Farkında değilsin. İnkârcıların oltasına takılmışsın.
DUYDUM Kİ CAMİYE KÜSMÜŞSÜN
Duydum ki ihtiyar anneni evden kovmuşsun.
Duydum ki akrabalarınla bağını kesmişsin.
Duydum ki günahın dozunu kaçırmışsın. Neredeyse günahını savunur hâle gelmişsin. Yolun yol değil, izin iz değil. Kendini toparla.
Duydum ki cumadan cumaya gittiğin namazı da terk etmişsin. Camiye küsmüşsün. Esas cami sana küserse feleğin şaşar. Farkında değilsin.
Duydum ki etrafındaki günahsızlara da hayatını ballandıra ballandıra anlatıyor, onları da günaha çağırıyormuşsun. Günahını yayıyormuşsun.
DUYDUM Kİ HARAMDASIN
Duydum ki haramlar konusunda aman ne olacak bir defadan diyerek savunuyormuşsun.
Bazen Kuran'ı okur ve düşünürdün. Duydum ki Kuran'dan uzaklaşmışsın. Evindeki Kuran'ı rafa kaldırmışsın. Dikkat et, Kuran'ın Rabbi seni rafa kaldırmasın.
Duydum ki helale ve harama bakmıyor, kazanmak için her yolu mübah sayıyormuşsun. Bir gün aklın havadayken ölüm sana gelecek ve seni ıskalamayacak.
GÜN GELECEK YAŞLANACAKSIN
Bir gün nefesin daralacak. Gözlerin görmez olacak. Kulağın az duyacak. Sırtın bükülecek. Ellerin titreyecek. Etrafın senden rahatsız olacak. Yemek yiyemeyeceksin. Başına ağrılar girecek. Dengen değişecek. Evlatların sana bakmayacaklar. İşte o gün geldiğinde tövbe etmek isteyeceksin ama takatin kalmayacak. Dilin dönmeyecek. Tövbe sözcükleri aklına gelmeyecek.
SANA YAZIK OLACAK
Duydum ki sana tavsiyede bulunanları kovuyormuşsun. "Hayat bu hayattır, zevk ü sefaya dal" diyormuşsun. Ahireti de yok sayıyormuşsun. Oraya gittiğin gün üzüleceksin. "Bana bir fırsat daha verin" diyeceksin. Ama kimse sana cevap vermeyecek. Etrafında senin gibi aldanmışlar dolaşacak. Beraber ağlaşacaksınız. Son pişmanlığın fayda sağlamayacak. Ve sen hiç hesaba katmadığın bir akıbete mahkûm olacaksın. "Neden Kuran'ın ve Hz Muhammed'in (SAV) yoluna kendimi adamadım" diye çok üzüleceksin. Kısa bir ömür için sonsuz ahireti kaybedeceksin. Sana üzülüyorum.
SENİN İÇİN DUA EDECEĞİM
Ben bütün bunlara rağmen senin bir gün döneceğini düşünüyorum. Allah'ın (CC) bize istikamet, sana da hidayet vermesini dileyeceğim. Senin için Allah'a yalvaracağım. Yüce Allah'ı dost edin. O'nu razı kıl. Peygamberimizi kendine rehber edin. Yol budur, gerisi boştur. Diliyorum ki, bir sonraki yazıda "Duydum ki hidayete ermişsin" başlığıyla sevinelim. Sevindir bizi. Hadi fırsat varken inadından vazgeç.
***
HZ. ÖMER: DUYDUM Kİ İÇKİYE KAPILMIŞSIN
Hazreti Ömer'e Şam'dan bir kafile gelir. Tüccardırlar. Halifeyi de ziyaret etmek isterler. Hz Ömer, kafileyi görünce Şam'da yaşayan bir arkadaşını hatırlar ve sorar: "Benim şu arkadaşım neden gelmedi?" Kafiledekiler birbirlerine bakıp şöyle derler: "Ey Halife, o adam senin kardeşin olma şerefine ulaşamaz. Zira o içkiye müptela oldu. Artık gecelere takılan, yaramaz bir adam oldu. Sizin kardeşiniz olamaz."
Hz. Ömer hayli üzülür. Böyle tanımlanmasından da rahatsız olur. Kafileye der ki: "Şam'a dönerken bana uğrayın, öyle gidin." Ertesi gün gelen kafileye bir mektup verir ve "Bunu ayık olduğu bir anda Şam'daki dostuma verin" der. Kafile Şam'a varır. Mektubu adama verip "Ömer gönderdi" derler. Adam heyecanlanır. Halifeden mektup gelmiş neticede. Mektubu açıp okur. Mektup şöyledir:
"Rahim olan Allah'ın adıyla... Duydum ki içkiye alışmışsın. Zikirden ve ibadetten kopmuşsun. 'O, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah'tır. O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş ancak O'nadır.' (Mü'min/3). Ümidini yitirme. Tövbe et. Namaza ve zikre dön. Sana dua edeceğim."
Adam bu mektubu okuyunca utanır. Ağlar ve "Halife beni önemsedi. Allah bu ayette beni hem yeriyor hem de ümit veriyor" der ve tövbe eder.
***
TÜP BEBEK YÖNTEMİYLE ÇOCUK SAHİBİ OLMAKTA BİR SAKINCA VAR MI?
Konuyla ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun görüşü şu şekildedir: "Normal yollarla gebeliğin gerçekleşmesi mümkün olmadığı takdirde; döllendirilecek yumurta ve sperm, her ikisinin de nikâhlı eşlere ait olması, yani bunlardan herhangi birinin yabancıya ait olmaması; döllenmiş olan yumurta, başka bir kadının rahminde değil, kendi rahminde gelişmesi; bu işlemin, gerek anne-babanın gerekse doğacak çocuğun maddi, ruhi ve akli sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağının tıbben sabit olması şartıyla evli hanımların, çeşitli tıbbi yollarla gebeliklerinin sağlanmasında, İslami hükümler açısından bir sakınca görülmemektedir. Başka kadının yumurtası veya kocası dışında yabancı bir erkekten alınan sperm ile bir kadının gebeliğinin sağlanması ise insanlık duygularını rencide etmesi ve zina unsurları taşıması sebebiyle caiz değildir."
Elbiseme
kolonya döküldü, namaz kılabilir
miyim?
Ebu Hanife'ye göre kolonya ve ispirto necis (pis) değildir. Vücuduna veya elbisesine kolonya dökülen bir kimsenin, bu kısımları yıkamadan namaz kılması caizdir.
Müslüman'a kâfir
demenin günahı nedir?
Allah (CC), Kuran ve Hz. Muhammed (SAV) gibi temel esaslara iman eden bir Müslüman'a herhangi bir günahtan ötürü kâfir denemez. İmam-ı Gazali gibi âlimler, "Bir insanın dinden çıkışına 99 delil, imanına bir delil varsa onun imanına karar verilir" der. Hz. Peygamber de "Her kim bir adama 'Ey kâfir' derse, o adam dediği gibi değilse o söz söylenene geri döner" demiştir. Bizler, elimizdeki dedektörle iman okuyamayız. İnsanların beyanını esas alırız. İnsanların imanına bir işaret varsa onu mümin sayarız. Onun dışında hükmü Yüce Allah'a bırakırız.