Bu yil ramazan ayi hastaligin gölgesinde geçti. Evlerimize kapanmak zorunda kaldik. Belki aile fertlerinin birbirlerini daha yakindan tanimalarina vesile oldu bu hastalik. Ama her seye ragmen ibadetimize, Allah'a yakinlasmaya vesile olacak hassasiyetlerimize dikkat ettik.
Oruç tuttuk. Daha az sinirlendik. Çaresizligimizi, zayifligimizi hissettik. Vefat edenlerin ardindan burkulduk. Daha çok dua ettik. Allah'im bu musibeti ve daha kötülerini üstümüzden al dedik. Duanin gücünü bir daha gördük. Dua ettik, dua istedik.
Bu satirlarin yazari olarak ben iftar ve sahur programlarinda sizinle görüstüm. Görüntülü görüsmeyi saglayan Zoom uygulamasi vasitasi ile evlerinize misafir olduk. Birçok güzel bilgiyi paylastik. Milyonlara ulastik.
Z kusagi denilen gençlerimizin en çok Zoom'a katilanlar oldugunu görünce de haylice mutlu olduk. Demek ki gençlere ulasilabilirmis. Onlarla sohbet edilerek dinin güzellikleri paylasilabilirmis! Genç yavrularimizla irtibatimizi çogaltmaliyiz. Onlari dinlemeliyiz. On binleri asan Instagram mesajindan bunu daha net gördük.
Bayramimiz da hastaligin gölgesinde geçecek. Ama insallah Kurban Bayrami'na geldigimizde daha rahat ve güzel bir bayram yasariz. Kardeslerimizle kucaklasiriz. Insallah bayramimiz bayram olur. Sagligimiz daim olsun. Duaniz genel olsun. Allah hepimizi emanina alsin.
Hz. Ömer'in Kudüs Emannamesi
Bugün Kudüs ve civarinda büyük haksizliklar bütün insanligin gözü önünde
cereyan ediyor. Insanlar evlerinden çikariliyor, mescitte ibadet edenlere müdahale
ediliyor.
Esasen ilk kitabi dinin merkezi olan Kudüs- Mescidi Aksa ve civari, bütün insanligin inanç kodlarini kapsayan bir sevgi, beraberlik umuduydu. Maalesef bu kutsal merkez, bütün kutsallari yok sayan bir secaata sahit oluyor.
Müslümanlar bir olmali ve dünyanin her yerinde Müslümanlara uygulanan bu tür baski ve zulümlere karsi ortak ses çikarmalilar. Kudüs bütün dinlerin huzur içinde ibadet ettikleri, dualarini yükselttikleri bir merkez olma vasfini kaybetmemeli. Dileriz ki, bu tür feci hatalardan dönülür ve insanlar huzur içinde yuvalarina, ibadethanelerine kavusurlar. Tarihin seref abidelerinden biri olan ve Hz. Ömer' in savassiz ve kan dökülmeden teslim aldigi Kudüs halkina verilen emannameyi, güvenceyi sagduyunuza inanarak satir satir buraya aliyorum. Insanlik 1400 sene öncesindeki bu insani durustan, bugün çok çok uzaktadir. Kudüs'ün baska bir fatihi olan Selahaddin-i Eyyubi de ayni emannameyi deklare etmis ve insanliga ders vermistir.
***
"Rahman ve Rahim olan
Allah'in adiyla!
Allah'in kulu, mü'minlerin
emiri Ömer tarafindan Iliya halkina verilen emandir.
Onlarin canlarina, mallarina, kiliselerine, haçlarina,
yerlesik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir
teminattir.
Kiliseleri mesken yapilmayacak,
yikilmayacak ve kismen dahi olsa isgal edilmeyecektir.
Içindeki kutsal esyalara dokunulmayacaktir.
Mallarina el sürülmeyecektir.
Kimse dinî inançlarindan dolayi zorlanmayacak, kendilerine asla
zarar gelmeyecek ve yurtlarina
Yahudiler iskân olunmayacaktir.
Buna karsilik onlar
da cizye vereceklerdir.
Bunlardan kim yurdunu
terk etmek isterse, gidecegi yere
kadar mal ve can emniyeti saglanacaktir.
Yurdunda kalmak isteyenler
ise, güvende olacaklardir ve cizye vereceklerdir.
Dileyen Rumlarla gidecek,
dileyen de topragina dönecektir.
Hasat elde edinceye kadar onlardan bir sey
istenmeyecektir.
Bu ahitnamedeki sartlara
Allah'in ahdi, Resulü 'nün, halifelerin ve müminlerin zimmeti
vardir; Cizye ödedikleri müddetçe
geçerlidir"
***
Insan hak ve özgürlükleri bakimindan dogrudan Islam'in hosgörü ve adalet anlayisini yansitan bizzat halife Hz. Ömer tarafindan sartlari belirlenen bu anlasma, Kudüs'te kalan ve çogu Hiristiyan olanlara; Hiristiyan olan irkçi ve emperyalist Roma ve Bizans yönetimlerinin vermedigi çok seyi garanti ediyordu.
Hz. Ömer'le baslayip daha sonra Selahaddin Eyyubi ve Osmanli'yla devam eden baris ve huzur iklimine, bu dönemde Kudüs ve Kudüs halki hasret kalmistir. Bölgenin ve özellikle Kudüs halkinin yeniden huzur ve baris iklimine kavusmasi, Müslüman, Yahudi ve Hiristiyanlarin birlikte yasayabilecegi bir idare anlayisiyla mümkündür.