Nihat Hatipoğlu, son sahurda babası merhum Haydar Hatipoğlu'nu ve onun vefatını anlattı. Müthiş bir insan ve kerametvari bir vefat şekli. Ayrıntısını ben paylaşmayayım. İzlemediniz ise kendi anlatımı ile videodan mutlaka izleyin.
Nihat Hatipoğlu'nu sanırım Türkiye'de tanımayan yok. Üstelik toplumun hemen her kesimi tarafından bilinen ve sevilen bir isim.
Televizyon dünyası ile tanışması 2000'li yılların başında oldu. Cem Uzan'ın Star Televizyonuna el konulduğu dönemde, TMSF yöneticileri dini program yaptıracak bir isim arayışına girdiklerinde "Doç. Nihat Hatipoğlu'na (o dönemde doçent idi) yaptıralım" fikri ortaya atılır.
Olurdu, olmazdı diye tartışılır ve sonunda tamam denir. Hatipoğlu ile irtibat kurulur. Görüşmede taraflar mutabakata varırlar ve Nihat Hoca programa başlar.
Hatipoğlu'nu Cuma günü sohbetleriyle ilk keşfedenler kadınlar olur. İzyeyici kitlesi haftadan haftaya genişler. Star'ın yöneticileri, "İyi izleniyor. Cuma günü gece de program yaptıralım" kararını verirler.
Sonunda gece yarısı bir program konur. İzleyici Nihat Hatipoğlu'nu o saatte de yakalıyor. Hatipoğlu'nun gece yarısı programı, prime-time'da yer alan önündeki programı geçince bu kez öne almak zorunda hissediyorlar.
Böylece Hatipoğlu'nun programı, prime-time'ın son programı olarak izleyici ile buluşuyor.
Tam saati oturdu derken, Star TV 2005 yazında Doğan Grubu'na geçer. Doğan Medya Grubu'nun yöneticilerinin, yeni yayın döneminde Hatipoğlu ile sözleşmeyi yenilemek düşünceleri bulunmaz.
Ne var ki, Hatipoğlu'nun izleyici kitlesi giderek genişledi. Günün en çok raiting yapan programına dönüşmeye başladı. Star'ın yeni yöneticileri, izleyici ile bu kadar buluşan bir programa dokunmayı intihar gibi görürler ve yayına devam eder.
Nihat Hatipoğlu, 2 yıl kadar Star'da programını devam ettirdi. "Niye Doğan Grubundasın?" diye çıkışan çevresindekilere, kısa bir cevabı vardı: "Onlar benim ne dediğime karışmıyor. Ben de izleyiciye İslam'ı anlatıyorum."
2007 sonunda ATV'nin Çalık Grubu'na geçmesinden kısa süre sonra Nihat Hatipoğlu'nun transferi, ATV izleyicisine özel bir hediye gibi gelir. Nihat Hatipoğlu ise 10 yıldan bu yana ekrandan insanlara dinin takdimcisi olarak görev yapıyor.
HATİPOĞLU, GÜNDE İKİ MİTİNG YAPIYOR
Bu yıl Nihat Hatipoğlu, medya tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attı. Hem iftarda, hem sahurda izleyici ile buluştu. Sultanahmet Meydanını hınca hınç dolduran bir kalabalık ve canlı yayınla insanlarla buluştu. Aynı yoğunluk ve aynı tempo sahurda da yaşandı.
Başka kanallar, izleyicili yaptığı programlar için iftar ve sahur yemeği organize etmek durumunda kalırken, Hatipoğlu'nu dinlemek için gelen binlerce kişiye karşı ATV yönetiminin bir ikramda bulunmasına gerek kalmadı. Herkes kendi yiyeceğini içeceğini yanında getirdi.
Ekranları başında izleyenler ise Nihat Hoca'nın ne zaman iftar ettiğine ne zaman sahur yaptığına akıl erdirmeye çalıştı.
Nihat Hatipoğlu, samimiyeti, sadeliği ve engin bilgisi ile izleyiciyle bütünleşme yoluna gitti. Bu son sahurda "Ölmez sağ kalırsak, seneye yine Sultanahmet Meydanı'nda buluşalım" diye randevu verdi.
2010 sonbaharında kardeşim Cahit Tanık'ı trafik kazasında kaybettiğimizde, o hüzünlü ortamda en güzel tesellileri telefonla Nihat Hocam kulağıma fısıldamıştı.
Son günlerde Nihat Hatipoğlu'nu itibarsızlaştırmaya yönelik bir kampanya başlatıldı. Kimin ve niçin başlatıldığını söylemeye gerek yok. Rotahaber'in de bir tarafından bu kampanyaya alet olduğunu itiraf etmeliyim.
Bütün bunları niçin paylaştığımı söyleyeyim.
Geçtiğimiz günlerde oğlu Sait Hatipoğlu'nun yaptığı sohbetlerden kesitler vermiştik. "Oğul Hatipoğlu babasının yolunda" tarzındaki haberlerle genç Hatipoğlu'nu tanımaya çalışmıştık.
Nihat Hatipoğlu, son sahurda babası merhum Haydar Hatipoğlu'nu ve onun vefatını anlattı. Müthiş bir insan ve kerametvari bir vefat şekli. Ayrıntısını ben paylaşmayayım. İzlemediniz ise kendi anlatımı ile videodan mutlaka izleyin.
Haydar Hatipoğlu'nu Nihat Hoca'nın anlatımı ile tanıdıktan sonra sevgim ve hayranlığım bir kat daha arttı.
Üç nesil, aynı yolda, aynı hizmette, aynı güçlülükle mücadele azminde.
Evlatların babalarının adını ve yaptığı işi söylemeye utandığı günümüzde, kendilerini Allah yolunda tebliğat için çalışan üç nesil kaç faniye nasip olur bilmiyorum.
İyi ki dede-baba-torun Hatipoğlu varsınız. Allah sizleri eksik etmesin. Kanal 7'de Mustafa Karataş, Ömer Döngeloğlu ve Nihat Hatipoğlu, bu toprağın insanını "Hoca" diye yaralayan, içini dağlayan bir alay ismin elinden kurtardı.