G?n?n S?z? :

sildenafil online

viagra pills
Avcý nice al (tuzak, hile) bilirse, ayý da onca yol bilir. (Kaþgarlý Mahmud)
27.08.2021 - Kaynak


Cebrail’in getirdigi Islam


Dini alanda iki bakis tarzi, tarih süresince Islam'i anlatmak konusunda kendini yetkin görmüstür. Bu anlayislardan birine göre, Kur'an-i Kerim disinda itibara alinacak ve bizi baglayacak herhangi bir kaynak yoktur. Onlar Kur'an-i Kerim'e bakar ve o kitaptan anladiklarini anlatirlar. Burada ayeti ayetle tarife çabalarken eski kabulleri önemsemez, kendi akli kabullerini öne alirlar. Ne anliyorlarsa o dogrudur.
Bu düsünce sahibi olan akim, tarih boyunca farkli renklerde ortaya çikabilir. Söylemleri sert ve kati -radikal- olabilir. Çünkü akillarini hakem edinirler. Bunlar Hz. Peygamber'in sözlerini, Kur'ani yorumlarini, sahabenin sözlerini, tarihi okumalari ve süreci karmakarisik bir bakisla reddederler. En azindan isin merkezine koymazlar. Hz. Peygamber'e daha temkinli yaklasanlar olsa da bu akimin genel karakteri Kur'an'in disinda her seyden soyutlanmalaridir.
Tabii bu akimin önünde Kur'an'i dogru anlama noktasinda karanlik noktalar vardir. Mesela; 23 yillik tarihi süreç, bu süreçte inen sure ve ayetler, Mekki ve Medeni ayetler, ayetlerin önce ve sonra inenleri, bu ayetlerin hayata tatbikati, Kur'an'da yer almayan teferruat, tatbikat neye göre seslendirilecek? Neye göre detaylanacak? Daha net soralim bu akima: "Mekki ve Medeni ayetleri anlamak için dahi Islam tarihine veya hadislere ihtiyaciniz yok mu? Namazi, rekâtlarini, vakitlerini neye göre planlayacaksiniz?"
Mesela; sünen -hadis- kitaplarinda yer alan ve Hz. Resul'ün uygulamalarini konu edinen ticaret, alisveris, oruç, namaz, hac, kurban, vasiyet, cinayetler, hukuk, cezalar, yasaklar, helaller, evlilik, bosanmalar, içeceklerle ilgili hükümler, yiyecekler ve daha yüzlerce baslik ve o basligin altindaki binlerce detay nereden edinilecek?
Bunlar olmadan hayatin tümüne hitap eden bir din, kendini ifade edebilecek mi? Siz bu bilgilerin çogunu Kur'an-i Kerim'de bulamayacaksiniz. Daha dogrusu Kur'an'da sadece bunlara temasi bulacaksiniz. Kur'an konuyu açar. Ama en uzun detayi Hz. Peygamber'e birakir.
Bu Kur'an yetersizligi veya eksikligi degil, yapisindan kaynaklanan bir durumdur. Zira Kur'an genel kurallari koyar ve detayi Efendimiz'in açiklamalarina, tefsirine birakir. Hz. Peygamber sadece bir Kur'an okuyucusu veya tebligcisi degil, birçok ayette geçtigi gibi "beyan edici", açiklayicidir.
Teyemmüm ayeti indi, ama nasil teyemmüm edilecegini Kur'an anlatmadi. "Temiz toprakla teyemmüm edin" buyurdu. Seklini, detayini Hz. Muhammed (SAV) Efendimize birakti. Hatta bu açiklamayi görmemis olan Hz. Ammar'in itirafi ne kadar açiktir. "Ben teyemmüm niyetiyle bir hayvanin yuvarlandigi gibi toprak üzerinde yuvarlandim" diyen Hz. Ammar, bugün anladigini zanneden herkesten daha iyi anliyordu Kur'an'i. Zira en büyük müfessir Hz Muhammed (SAV) Efendimize ulasmis ve onu tanimisti. Ama teyemmümün sünnet-hadisuygulamasini bilemeyince, yani tarifini Efendimiz'den alamayinca böyle garip bir hali yasiyor.
Simdi hadisle beraber gelen bütün bilgilerinizi unutun. Tarihi süreci, rivayetleri, sahabe tatbikatini yok sayin. Nasil secde edeceksiniz? Iki secde arasinda nasil oturacaksiniz? Nasil rükû yapacaksiniz? Sabah namazi kaç rekat? Hangi surede bu konuda bir detay bulacaksiniz? Diger bütün hükümlerde yasayacaginiz durum budur. Siz "Bu ayet surada, su olay üzerine indi" derken hangi malzemeyi kullaniyorsunuz? Elbette el çabukluguyla sayfa sayfa hadisleri tariyorsunuz. Baska çareniz yok.
Ikinci akim, yani Kur'an, sünnet, kiyas, icma yöntemini kullanan, Kur'an tefsirinde sahih sünneti önceleyen, Hz. Resul Efendimiz'in büyük fonksiyonunu var sayan, sahabe sözlerini hareket alanini genisleten bir nimet sayan akim, Hz. Peygamber ve 4 halife dönemindeki anlayisi temsil ediyor. Bu akim mezhepleri küçümsemez. Onlari bir zenginlik sayar. Içtihada açik alanda içtihat eden âlimlerin sözlerini çok önemser, ama tartisilmaz bilginin Kur'an'in ve sahih hadisin muhkem hükümleri oldugunu bilir. Tasavvufu, "dini yasamanin olmazsa olmazi" olmadigini bilir. Tasavvuf bir zenginliktir. Hatta Bati'da Islam'i kabullerde tasavvufun itici bir güç sahibi oldugunu da göz ardi etmez.
Maalesef, Hz. Peygamber'i ve sünneti dislayan, söylemlerinde temkin veya edebi yok sayan, gelecekte birçok serrin kapisini açacak olan bu akim, ileride gelecek nesillerin ibadetten uzaklasmalarina da sebep olacaktir. Dilerim bu sorumlulugun farkina varirlar. Zira peygamberlerin savas ve baristaki durusunu bilmeyen bir nesil, ileride bazi ayet ve yorumlari yanlis anlayacagi için radikal bir anaforun içinde bulur kendisini.
"Cebrail'in getirdigi Islam" derken bizler Kur'an ve sünnete uygun olan Islam'i kastediyoruz. Yüce Allah'in melek Cebrail'e ilettigi ve O'nun da Hz. Peygamber'e ulastirdigi bir Islam'dir. Din adina söylenen söz halkin kabulleriyle karsilasiyorsa, hiç süpheniz olmasin Hakk'in da hosnutlugunu hak ediyordur.
Merhamet et, affet, kirma, sövme, nefret ettirme ve etme, toleransla davran, sefkat et, kin tutma, insanlari hallerine göre degerlendir, kibirde bulunma, haset etme... Bu ve benzeri faziletler seni germiyorsa, rahatsiz etmiyorsa insallah dini dogru anlamissindir. Hurafe, batil ve esasi olmayan sözler din adina naklediliyorsa, elbette bununla aramiza mesafe koyacagiz. Rabbim sirati müstakimden ayirmasin.

***


BÜYÜKLERIN SÖZLERINDEN
Fudayl bin Iyaz söyle derdi: "Hz. Isa ve Hz. Ismail Peygamber gibi sadiklarin sorgulandigi bir mahser âleminde biz yalancilarin hali ne olacak?"

*

Yine Fudayl söyle der: "Biz öyle insanlara kavustuk ki onlar yaptiklariyla riya ediyorlardi. Gösteris yapiyorlardi. Simdikiler ise yapmadiklarini yapmis gibi gösterip riya ediyorlar."

*

Antaki der ki: Kiyamet günü yüce Allah gösteris yapana söyle der: Git amelinin karsiligini gösteris yaptigin kisiden al."

*

Hz. Ömer söyle der: "Bir ümmet için en büyük korkum, dili ile âlim, kalbi ile cahil olan kisidir."

*

Yine büyüklerden bir büyük söyle der: "Veli -ermis kisi- Allah'i sevdigi için veli olmuyor. Allah onu sevdigi için veli oluyor."

HZ. ÂDEM VE SEYTAN
B üyükler der ki: Seytan su niteliklerinden dolayi perisan oldu:
1- Günahini itiraf etmedi.
2- Günahindan dolayi pismanlik duymadi.
3- Kendini kinamadi.
4- Aninda tövbeye yönelmedi.
5- Yüce Allah'tan umudunu kesti.
6- Kibir gösterdi.
7- Allah'in emrini tartisti. Itaat etmedi.
Hz. Âdem ise su özelliklerinden dolayi kurtuldu:
1- Günahini (yasak meyveyi yemek) itiraf etti.
2- Günahindan dolayi pismanlik duydu.
3- Nefsini kinadi.
4- Vakit kaybetmeden tövbeye yöneldi.
5- Yüce Allah'tan ümidini yitirmedi.

GEL SÜT SAGALIM
Devlete ait süt develeri dagdan dönüyordu. Develer sagilacak ve yetim ailelerine dagitilacakti. Hz. Ömer o esnada deve agilindan geçiyordu. Ellerindeki tasla sagilacak sütü bekleyen yetim ve yoksul çocuklari gördü. Süt sagacak görevliler de henüz gelmemisti. Hz. Ömer, yaninda Ahnef ile bu manzarayi gördü. Hz. Ömer hemen kollarini sivadi ve agila girmek üzere olan devenin altina yanasti. Çocuklardan birinin elindeki tasi alip deveyi sagmaya basladi.
Ahnef sasirdi. Koca halife süt sagiyordu. Yutkundu Ahnef. Yaklasip sunu dedi: "Ey müminlerin emiri! Bu isi hizmetkârlara biraksak. Siz yorulmasaniz."
Hz. Ömer basini kaldirdi ve Ahnef'e söyle dedi: "Sen de kollarini siva ve gel. Taslardan birini kap ve devenin altina gir. Yetimlere süt sag Ahnef! Senden ve benden daha iyi hizmetkâr var mi?"

NASIL TÖVBE EDEYIM?
Günah isleyen kisilerin öncelikle isledikleri günahtan pisman olmasi gerekiyor. Zira pisman olunmayan günah tekrar eder. Kisi tövbeye niyetlendiginde hemen bulundugu yerde ellerini yüce Rabb'ine çevirir ve durumunu arz eder. Yalvarir. Ancak söyle bir yol takip ederse daha güzel olur: Önce boy abdestini alir. Iki rekât namaz kilar. Ve sonra avuçlarini göge çevirir. "Ya Rabbim, isledigim su günahtan dolayi pismanim. Keske günah islemeseydim. Aklimdan ve ruhumdan bu günahin izlerini kaldir. Bu tövbemde samimi kalacagim. Sen de beni benzeri günahlardan alikoy." Bunlari söyledikten sonra bir daha ayni günaha dönmezse, bu onun samimi oldugunu gösterir.

Tövbemin kabul oldugunu nasil anlarim?
Elbette hiç kimse kesin bir sekilde tövbesinin kabul edilip edilmedigini bilemez. Ancak tövbenin kabul edildigine dair bazi isaretler vardir. Kisi ayni günaha bir daha dönmüyorsa, dua etmeye devam ediyorsa, güzel ve kalici aliskanliklar ediniyorsa, Allah'i seviyorsa, Allah'in huzuruna günahkâr gitmek istemiyorsa bu onun tövbesinin kabul edildigini gösterir.


Paylaþ : Facebook'a Paylaþ Twitter'a PaylaþMyspace'e PaylaþDelicious'a PaylaþFriend Feed'e PaylaþTechnoratiye PaylaþDigg'de Paylaþ




Diðer Yazýlarýmdan Bazýlarý
  Sosyal medya kirliliðine dikkat! (19.04.2024)
  Ramazan sonrasý yapmamýz gerekenler (12.04.2024)
  Ýdeal Müslüman nasýl olmalý? (09.04.2024)
  Mazlumun sahibi Allah’týr (08.04.2024)
  Allah’ýn örttüðünü siz de örtün (07.04.2024)
  Kim olursa olsun zulmetmeyin (06.04.2024)
Sayfa Baþý
20.04.2024 Ezan Vakitleri
?msak : 04:36   ?kindi : 16:54
G?ne? : 06:10   Ak?am : 19:56
??le : 13:08   Yats? : 21:23
      Duyurular
19.04.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Sosyal medya kirliligine dikkat!" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabil
Devam?...
12.04.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Ramazan sonrasi yapmamiz gerekenler" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuya
Devam?...
09.04.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Ideal Müslüman nasil olmali?" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsi
Devam?...
      Ziyaret?i
                   Say?s?
Aktif : 2460
Bug?n : 1237
Bu Ay : 232853
Bu Yil : 1244719
Toplam : 184318334
* 01.01.2011 Tarihi itibari ile
      Dini S?zl?k